
Pek çok uygulayıcıya göre bu metodu kullanırken en çok karşılaşılan sıkıntı tahmin edilenin aksine eğitim videolarını hazırlamak ve yayınlamak değil, artık ders anlatımı yapılmayan ders saatlerinin nasıl planlanacağı ve ne ile doldurulacağı. Modelin en önemli kısmı olan sınıf saatinde öğretmen ve öğrenci ne isterse yapar anlayışı yerine öğrenmeyi destekleyen çeşitli aktiviteler, fikirleri paylaşma, dönüşümlü düşünme ve yaratıcılığı sergileme ile zenginleştirmek ve bunu kazanımlar çerçevesinde organize etmektir önerilen.
Diğer bir zorlayıcı etken ise öğrencilerinizin videoları izleyip izlemediğini asla bilemiyor olmanız. Ödev takibinin öğretmenler için yorucu bir aktivite olduğunu düşünürsek, öğrencilerin videoları izleyip izlemediklerini takip etmek ve bu konuda tahminlerde bulunmak da bir o kadar yorucu olsa gerek. Yine de bunun klasik “ders saatinde ders anlatımı” metoduna alışık olan öğrenciler için bir problem olabileceğini öngörmek ve bu metodun uygulanmasına alışkın bir öğrenci grubunun hayat boyu öğrenme anlayışına bir adım yaklaştıklarını söylemek zor değil.
Her öğretmen bir ders anlatımını hiçbir zaman aynı şekilde yapmadığının farkındadır. Bu ders anlatımı sınıfın sıcak ya da soğuk olmasına, kaç dakika zamanınız kaldığına, öğrencilerinizin profiline ve gruplaşmalarına, öğrencilerinizden gelen şaşırtıcı sorulara veya geri bildirimlerine ya da sınıf içerisinde olan herhangi bir beklenmedik olaya, tepkiye göre bile değişir. Ders ortamınızı elinizde olmadan farklılaştırırsınız ki bu kesinlikle işe yarar. Bu modelde işte sorguladığım en önemli konu bu oldu. Neden sadece video? Neden “constructivist” bir ortam yaratmaya çalışırken sadece “one size fits all” anlayışını savunan eski model kalıplaşmış bir anlayış bu modern yaklaşımın içine sızıyor? Tüm öğrenciler için bir “video” mu? Web 2.0 teknolojileri o kadar fazla zengin seçenekler sunuyorlar ki neden sadece içerik aktarımını video ile sınırlı tutalım? Neden öğrenci etkileşimini de sağlayan Google Docs, Voicethread gibi araçlar da kullanmayalım?
Hazırlanan ders anlatımı videolarının içeriği ve derinliği tartışılması gereken diğer bir konu olmalı. Örneğin matematiksel bir kavram düşünelim. Bu kavramın nasıl uygulandığını adım adım öğrencilerinize video ile gösterebilirsiniz, ama nedenlerini sorgulamalarını ve kritik düşünmelerini bir video ile sağlamakta zorlanabilirsiniz. Bu yüzden “Flipped Classroom” modelini uygularken amaçlarınızı ve içeriğinizi gözden geçirmekte fayda olacaktır diye düşünüyorum.
Hazırlanan videoların kalitesi de önemli. Eğer bu metodu dönem içerisinden bir ya da iki kezden fazla kullanıyorsanız öğrencileriniz için hazırladığınız bu videoların kalitesini de önemsemeniz gerekiyor hiç şüphesiz. Ayrıca uygulayıcılar video içeriklerine espiri anlayışı katmanız konusunda size tavsiyede bulunuyorlar. Kesinlikle işe yarayacaktır.

- Evde video ders,
- Öğrenenlerin etkileşimi,
- Öğrenenlerin ürün oluşturması ve
- Öğrenenlerin paylaşması olması gereklidir.
Tüm bu süreçlerin gerçekleştirilebilmesi için ise öğretmen ve öğrencinin buluştuğu bir platform seçilmeli ve bu yolla öğretmen ve öğrenci arasında sürekli etkileşim sağlanmalı.
Bu makaleyi okumanız tavisye edilir: http://www.egitimag.com/nedir-bu-flipped-classroom/
İlgili infografik: http://www.knewton.com/flipped-classroom/
Kaynaklar:
http://www.egitimdeteknoloji.com/egitimde-yeni-bir-surec-ters-yuz-sinif-sistemi/
http://www.egitimdeteknoloji.com/sinifinizi-ters-yuz-edin/
http://www.egitimtercihi.com/yazar/kayhan-karli/13453-flipped-classroom-yani-tersyuz-siniflar.html
0 yorum:
Yorum Gönder